“Sade bir vatandaşın” sözde “büyüklere” karşı korunması gerektiğine olan inancımız bize hukuki mücadelede karşılaşacağımız yeni zorluklar için enerji sağlamaktadır. Ancak, tek bir kişi büyük küresel şirketlere, bankalara, sigorta şirketlerine veya devlet kurumlarına karşı haklarını korumak için hukuken mücadele verebilir mi, daha doğrusu haklarını alabilir mi?
Hukuk fakültesinin ilk derslerinde “Kanun, adaletsizliğe yol açmamalıdır.” cümlesi ifade edilir. Bizim görevimiz tam olarak, mahkemede davalı kürsüsünde sözde paranın ve gücün temsili olan kurum ve şirketlerin oturduğu ve bunların da aşılmaz bir duvar olarak göründüğü vakit başlar. Müvekkillerimiz için kanunların uygulanmasını sağlamazdan evvel onlara, kanuna ve adalete olan inancımızı empoze ediyoruz. Hiçbir yapının ve gücün adaletten daha güçlü olmadığı, en önemli hakikattır . Müvekkillerimizin dışında da, sosyal medya platformlarımız aracılığıyla milyonlarca insanın hayatlarına dokunuyoruz ve onlara hakları için mücadele etmeleri için cesaret veriyoruz. Ancak ve ancak; Hukuki bilgi ve bilincin yayılması ile sözde üstünlük sahibi gibi görünen kurum ve şahıslara, üstünlüklerinin adaletin karşısında bir aldatmaca olduğu anlayışını onlara öğretebiliriz. Kendi başına bu inançla David, yenilmez denilen Goliath’i yenmeyi başardı. Bizim için bu hikayeler eski zamanlardan kalma efsaneler değil, aksine yaşanmış gerçekliklerdir. Sen de bu mücadelenin bir parçası ol!