Federal Motorlu Taşımacılık Otoritesi (Kraftfahrtbundesamt) uzun süredir bireysel geri çağırmalarla ilgili basın bültenlerini internet siteleri üzerinden yayınlamamıştır. Bu nedenle, tüketiciler genellikle sadece üreticiden bir mektup aldıklarında araçlarının yazılım güncellemesi için geri çağrıldığını öğrenirler.

Resmi bir geri çağırma olup olmadığını görmek için Federal Motorlu Taşım Otoritesi’nin geri çağırma veritabanını kontrol edebilirsiniz.
Geri çağırma nedeni olarak verilen bilgilere dikkat etmelisiniz. Araç geri çağırmaları, „NOx Egzoz Gazi Temizleme Sistemine Müdahale Etme“ sebebinden başka nedenlerle de gerçekleştirilmiş olabilir. Aracınız sadece egzoz gazı devridaim sistemi manipüle edildiğinde “Egzoz Gazı Skandalı” ndan etkilenmiş olacaktır.

KBA (Kraftfahrtbundesamt), henüz bir geri çağırma ilan etmemiş olması durumunda da aracınız dizel skandalından etkilenmiş olma ihtimali yüksektir. Bu sebepten Almanya`nın hangi şehrinde olursanız olun irtibat numaralarımızdan bizlere ulaşarak aracınızın Dizel Skandalından etkilenip etkinlenmediği hususunda ve haklarınız hakkında avukatlarımızdan ücretsiz bilgi alabilirsiniz.

Yasadışı bir manipülasyon durumu varsa, aracın Alman Medeni Kanunu’nun (BGB) § 434 I.S. . 2 No. 2’sine göre bir kusuru vardır. Bu hususa, 8 Ocak 2019’da Federal Adalet Divanı (Bundesgerichtshof) tarafından da işaret edildi (VIII ZR 225/17). Bunun nedeni ise kamu gücü tarafından (Devletin ilgili kurumlarının) aracın trafikten men etmek veya hizmetten çıkarmakla tehtit ediliyor olmasıdır.

“VW emisyon skandalı” nda, birçok mahkeme, manipüle edilmiş yazılımın kurulumunun kasıtlı ve ahlaksız bir hasar olduğu gerçeğini haklı çıkarmaktadır. (Örneğin, Köln Yüksek Bölge Mahkemesi, 03.01.2019 kararı, ref.: 18 U 70/18, karar 16 Temmuz 2018, dosya numarası: 27 U 10/18; OLG Koblenz, 12 Haziran 2019 – 5 U 1318/18 kararı). Kararlar, araç üreticilerinin yasalara aykırı kasıtlı zararlar için müşterinin zararlarını ödemeye mahkum edilmişlerdir.

Kısacası; Dizel skandalından etkilenmiş bir araca sahipseniz, hukuki süreci başlatarak aracınızı üretici firmaya iade edip satın alma bedeli üzerinden ödediğiniz parayı geri alma hakkına yüksek derecede sahipsiniz.

Çoğu durumda üretici firma ile mağdur olan araç sahibi arasında mahkeme dışı bir anlaşmaya varılamamaktadır. Bu gibi durumlarda dava açarak hak talebinde bulunulması zaruri olmaktadır. Egzoz gazı manipülasyonu nedeniyle açılacak davada hukuk koruma sigortanızın (Rechstsschutzversicherung) hukuki süreç için onay vermesi yüksek ihtimal dahilindedir. Zira, bu nedenle “VW emisyon skandalında”, mağdur araç sahibi lehine (yararına) birçok mahkeme karar vardır. Kısacası söz konusu davaların başarı oranı yüksek olduğu için sigorta şirketleri hukuki süreci başlatmak için onay vermektedirler.

Hukuki sürecin hiçbir safhasında müvekkillerimizden ücret talep etmemekteyiz.

“VW emisyon skandalı” nda mahkemelerin genel olarak verdiği kararlarda ki görüş, yazılım güncellemesi yapılmasının araç sahibinin hakkını aramasına engel teşkil etmeyeceği yönündedir. Örneğin: Köln Bölge Yüksek Mahkemesi (Oberlandesgericht) 27 Mart 2018’de, yazılım güncellemesi yapılmış olsa bile müşterilerin satın alma işleminden çekilebileceğine karar vermiştir. (Az.: 18 U134 / 17).,
Üreticiye yönelik hasar iddiaları yazılım güncellemesi ile ortadan kaldırılmamaktadır. Hasar, satın alma zamanına bağlı olduğundan, daha sonra yapılacak değişiklikler önemsizdir.
Bu sebepten yazılım güncellemesi yapılmış olsa dahi kesinlikle hukuki süreci başlatıp ihlal edilen haklarınızı talep edebilirsiniz.

Almanya`da havanın mümkün olduğunca daha temiz olması sebebiyle yasal düzenlemelerle bazı miktarlarda havaya zehirli gaz salan araçlara sürüş yasağı getirilmektedir. Söz konusu yasağı şimdiye kadar şehrirlerin belli kesimlerinde Hamburg, Stuttgart, Frankfurt, Mainz ve Berlin yönetimleri uygulamıştır. Bu yasağın ülke genelinde daha da yaygınlaşmaya başlaması ve kapsamının da artırılması söz konusudur.

Sürüş yasakları, egzoz emisyon değerleri manipüle edilmiş araçların sahiplerini ağır hak kayıplarına uğratmaktadır. Bu sebepten, dizel skandalından etkilenmiş araca sahipseniz söz konusu sürüş yasakları sizleri de etkilemektedir. Şayet dizel skandalından etkilenmiş bir araca sahipseniz, bilerek veya bilmeyerek sürüş yasağı olan bir yolda polis tarafından durdurulduğunuz takdirde yaklaşık 160 EURO para cezasıyla karşı karşıya kalırsınız.

Hukuki süreci başlatma konusunda karar aldığınız takdirde bizlere sadece ve sadece aracınıza ait asagida belirtilen belgelerin resmini göndermeniz yeterlidir:

– Fahrzeugschein,
– Satın Alım Sözleşmesi ( Kaufvertrag ),
– *şayet varsa* Kredi Sözleşmesi ( Darlehensvertrag ),
– Rechtschutzversicherung ismi ve Versicherungsnummer.

Bu belgeleri bizlere göndermenizin dışında hiçbir işlem yapmanıza gerek yoktur. Dr.Sincar & Basun Hukuk Bürosu olarak hukuki sürecin tüm aşamalarını bizler takip etmekte ve süreci tamamlamaktayız.

Gerek dizel skandalından etkilenmiş aracın üretici şirkete iadesi davası gerekse hukuka aykırı düzenlenmiş bir kredi sözleşmesinin iptali davaları genel olarak ortalama 4 ile 6 Ay arasında süre zarfında sonuçlanmaktadır. Bu süre içerisinde aracınızı kullanmaya devam edebilirsiniz. Bunun dışında hukuki süreç devam ederken aracınızın TÜV denetimi tarihi gelmişse yaptırmanız veya aylık kredi ödeme vadesi gelmişse ödemeniz gerekmektedir.

Dizel skandalından etkilenmiş bir araca sahipseniz ve bu aracın iadesini sağlamak istiyorsanız veya hukuka aykırı şekilde düzenlenmiş kredi sözleşmesini feshetmek (iptal etmek) istiyorsanız söz konusu hukuki süreç için gerek Mahkeme Masrafı çerçevesinde gerek ise Avukatlık Ücreti çerçevesinde cebinizden 1 EURO dahi çıkmadan haklarınızı mahkeme önünde talep edebilirsiniz, bu süreçte oluşacak tüm masrafları hukuk sigortanız üstlenmektedir. Sigorta şirketleri ile gerekli yazışmaların ve görüşmelerin tamamını bizler vekaletli avukatınız olarak yapmaktayız. Dolayısıyla müvekkillerimizin, hukuki sürece izin vermeleri için söz konusu sigorta şirketleriyle zaman ve efor sarfederek görüşme yapmanıza gerek yoktur

Her iki kişiden biri aracını ya banka kredisiyle satın almış ya da kiralamıştır. Banka kredisiyle yapılan her satın alma veya kiralama işlemi sonrası, araba üretimi yapan firmalar iki kere para kazanmaktadır. Birincisi ürettiği aracı size satarak ikinci olarak da sattığı aracı kendi bankasından finanse ederek verdiği taşıt kredisi faizinden gelir sağlamaktadırlar. Söz konusu bu kredi sözleşmeleri çoğu zaman hatalar içermektedir. Şöyle ki; Kredi sözleşmesinin „Genel İşlem Koşulları“ kısmında yer alan bazı bilgiler ya hukuken yanlış nitelikte ve içerikte veyahut kanunen olması zorunlu bilgilerin yer almaması şeklinde olmaktadır. Bu sebepten dolayı kredi sözleşmesini bugün dahi imzalamış olsanız söz konusu kredi sözleşmesinin iptalini (feshini) mahkeme önünde talep edebilirsiniz.

Bu talep dizel skandalından bağımsız olarak tüm araçlar için geçerlidir. Yani aracınız dizel skandalından etkilenmemiş olsun veya olmasın hatalı düzenlenen kredi sözleşmesinin iptalini talep etme hakkınız mevcuttur.

Ön inceleme için kredi sözleşmenizin resimlerini bizlere göndermeniz durumunda ücretsiz olarak sizlere danışmanlık hizmeti vermekten mutluluk duyarız.

Aracınızı banka kredisi ile finanse ederek almışsanız söz konusu sözleşmeden kurtulmak istiyorsanız, arabınızı satmaktan daha karlı işlem, kredi sözleşmesinin iptalidir. Başarılı şekilde iptal edilen kredi sözleşmesi, aracınız için 50% daha fazla para geri almanızı sağlayacaktır.

Örneğin;
Aracınızı 20.000,00 EURO`ya finanse ederek aldınız ve aracınızla takriben 4 yıl boyunca binlerce kilometre yol katettiniz. Aracınızı satmak istiyorsunuz bu durumda ortalama aracınıza biçilen değer 8.000,00 EURO`dur. Eğer kredi sözleşmesini başarılı şekilde iptal ettirebilirseniz, ödediğiniz meblağın neredeyse tamamını geri alabilirsiniz Bu sizler için daha kazançlı ve risksiz bir yol olacaktır.

Öncelikle yapmanız gereken; Bizlere,

– Araba Kredisi Sözleşmenizi,
– Kredi İptal Etme Koşulları,
– Rechtschutzversicherung ismi ve Versicherungsnummer.

Belgelerini pdf dosyası şeklinde göndermeniz. Gönderdiğiniz belgeleri inceledikten sonra şayet kredi sözleşmesi hukuken emredilen şekil ve içerikte düzenlenmemişse bu durumda hukuki süreci başlatılabilir. Hukuki süreç, takriben 4 ile 6 AY sürmektedir.

Söz konusu hukuki süreç için gerek mahkeme masrafları gerekse avukatlık ücreti konusunda cebinizden 1 EURO dahi çıkmamaktadır. Bu süreçte oluşan tüm masrafları, hukuk sigortanız üstlenmektedir. Herhangi bir hukuk sigortanız yok ise bu durumda da memnuniyetle size uygun bir çözüm yolu sunabiliriz.