Sokağa Çıkış Sınırlandırılması
Bildiğiniz üzere son aylarda global bir kriz haline gelen Corona salgını sebebiyle dünya çapında olağanüstü bir dönem yaşanmaktadır.Aynı şekilde Almanya`da da salgınla mücadele kapsamında olağanüst hal durumuna geçilmiştir. Halihazırda, 23 Mart Pazartesi günü itibariyle yürülüğe konulan ve ilk etapta 2 Hafta süre ile sınırlı birtakım sınırlamalar getirilmiştir. Bundan sonraki süreç ise halihazırda sonu belli olmayan bir döneme doğru gitmektedir.Federal devlet ile Federe yani eyalet yönetimleri arasıdaki ortak uzlaşı ve işbirliği çerçevesinde alınan kararlara göre her ne kadar tam anlamıyla kesin sokağa çıkış yasağı getirlmemiş olsa da sokağa çıkma imkanları ciddi anlamda sınırlandırılmıştır. Şimdi kısaca genel hatlarıyla alınan kararlardan ve bu kararlara uyulmaması durumunda karşılaşılacak yaptırımlardan bahsedelim.
Öncelikle alınan kararların en önemlisi mümkün olduğunca diğer insanlarla en asgari düzeyde irtibatın ve yakınlaşmanın önlemlisidir. Bu açıdan dışarı aile bireyleri hariç en fazla 2 kişi ile birlikte çıkabilirsiniz ve buna ek olarak tüm toplu kutlama, ibadet ve toplantılar kesinlikle yasaklanmıştır. Belirtmemiz gerekir ki; Evinizin bahçesinde aile bireyleriyle bulunmanızda sakınca bulunmamaktadır fakat aile dışından kişiler ile bulunmanız durumunda ciddi para cezasıyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Hatta hapis cezasına varacak şekilde yaptırımlarla karşılaşmanız yüksek olasıklar dahilindedir. Dışarı çıkmanız içinde belli başlı bazı sebeplerin olması gerekmektedir. Bunlar; Zaruri alışveriş, ilaç alma, ise gitme, önemli doktor ve sınav randevularına gitme ve ayrıca temiz hava alma sebebiyle yürüyüş yapmadır. Bu sebepler dahilinde sokağa çıkıyor olsanız dahi diğer insanlarla arnızda minimum 1.5 metre mesafe koymalısınız ve ayrıca 2 kişiden fazla beraber gitmemelisiniz. Tüm bu ifade ettiklerimize ek olarak belli başlı bazı tip dalları için de bazı kısıtlamalar söz konusudur. Söyle ki; Fizyoterapi açısından acil ve önemli bir sebep yok ise muayene için fizyoterapi merkezlerinin ziyaretleri de yasaklanmıştır.
İş yerleri açısından eğlence merkezleri, cafeler,barlar kesinlikle kapatılması kararı alınmıştır. Restourant, Bäckerei gibi müesseselerin de sadece paket servisi yapacak şekilde faaliyetlerini sürdürmelerine izin verilmiştir. Alışveriş merkezleri, Eczaneler, Benzin istasyonları, banka ve posta kurumlarının açık kalmasına müsadee edilmiştir. Açık olan mekanlar açısından da her 10 metrekareye 1 müşteri düşecek şekilde müşteri yoğunluğuna müsade edilmiştir. Bu sınırın aşılması durumunda yine cezai yaptırımla karşılaşılması mümkündür.
Tüm bu kurallara aykırı davranılması durumunda minimum ödenecek cezi tutar 200 Euro`dur. Bunun dışında 25.000 Euro`ya kadar idari para cezası ve 5 yıl hapis cezasıyla yargılanılmasının da onu açılmıştır.
WeiterlesenVW Dizel Skandalı: T5 ve T6 Model Araçlar da Manipülasyonlu
Kraftfahrt-Bundesamt, 24 Ocak 2020 tarihinde Euro 5 kategorisindeki VW´ye ait T5 ve T6 model araçlar için zorunlu geri çağırma bildirimi yayımladı. Peki bu durumun arkasında tam olarak ne var ve bu duruma karşı neler yapılabilir ?
Özellikle en son yayımlanan bildiri sebebiyle Volkswagen`nin T5 ve T6 araçları kesin olarak etkilendiği anlaşılmış olsa da ilerleyen zamanlarda başka model araçların da dizel skandalından etkilenmiş araçlar kategorisine ekleneceği artık tahmini zor olmayan bir durumdur. T5 ve T6 araçlar 2009 ile 2016 yılları arasında üretildi ve yine bu zaman diliminde haylice fazla tercih edilen araçlar olmuşlardır. Söz konusu araçlar otomatik şanzımanla donatılmış ve Euro 5 standartına uygundurlar. Bu açıdan halihazırda 30.000 araç VW Servislerine „Software-Update“ için geri çağrılmıştır.
Geri çağırma, KBA veritabanında 37L8 koduyla yayımlandı. Söz konusu geri çağırmada açıklanan husus şanzımanın ve motor kontrol ünitesinin yeniden programlanması gerektiğidir. Özellikle, azot oksitlerin (zehirli gaz) Euro 5 kategorisi değerlerinin aşılmasına yol açan bir değer sapması problemin temelini oluşturmaktadır. Kısacası, VW araçları çok fazla azot oksit üretmesine rağmen, aracın gösterdiği değer çok daha az miktardadır. Alman Çevre Yardımı ( DUH ) tarafından yapılan ölçümlerden elde edilen sonuca göre ; Müfettişler, VW T5 2.0 TDI´nın egzoz gazı ölçümlerinden aracın +14 ile +21 santigrat derecede ortalama 992 mg NOx / km havaya salınım yaptığını saptamışlardır. Bu da izin verilen değerlerin tamı tamına 5.5 katını aştığı anlamına gelmektedir.
Bilindiği üzere 2019 yılında da T6 model araçlar zorunlu geri çağrılmışlardı fakat bu çağrılan araçlar EA288 tipi motora sahip araçlardı.
Almanya`nın neresinde olursanız olun sizlerde irtibat numaralarımızdan bizlere ulaşarak haklarınızı ücretsiz olarak danışabilirsiniz. Hukuki süreci başlatma kararı aldığınız taktirde gerek Mahkeme masrafları gerek ise Avukatlık Ücreti hususunda cebinizden 1 EURO dahi çıkmamaktadır.
WeiterlesenKapatma cihazları ( Manipülasyon Uygulaması ) Çeşitleri Neler ?
Termal Pencere (Termofenster) :
Termal pencere uygulaması, aracın havaya saldığı gazların temizlenme mekanizmasının ya tamamen kapatıldığı veyahut ciddi ölçüde işlevini yitiridiği bir sıcaklık aralığıdır. Bu termal pencerelere Avrupa`da izin verilmemektedir. İstisnai olarak sadece belli şartlar altında motorun korunması amacıyla sadece araç üretim test bandında kullanımına izin verilmiştir. Mercedes ve VW, termal pencereyi, Almanya`da ki sıcaklıklar göz önüne alındığında neredeyse kalıcı olarak kullandığı bilinmektedir. Bu sebepten dolayı egzoz gazı temizliğini göz önüne alarak mahkemeler termal pencereyi izin verilmeyen kapatma cihazı olarak kabul etmekte ve dava sonucunda müşteriye tazminat ödenmesine karar vermektedir.
• Soğutucu Ayar Noktası Sıcaklık Kontrolü (Die Kuhlmittel-Sollwert Temperaturregelung) :
Soğutucu ayar noktası sıcaklık kontrolü, aracın soğutucu devresini uzun süre soğuk tutmak için kullanılmaktadır. Birçok mahkemeye göre satışa sunulan araçlarda söz konusu sistemin olmaması aracın manipülasyondan etkilenmiş araç sıfatına girmesine sebeptir. Söz konusu sistemle, aracın motor yağının sıcaklığı yavaşça artmaktadır ve araç daha az oksit salınımı yapmaktadır. Bu sistemin olmaması durumunda araç daha fazla zehirli gaz salınımı yapmaktadır.
• Slipguard :
Dizel skandalının ortaya çıktığı ilk zamanlarda Amerika`lı uzmanların keşfettiği bir hile olan Slipguard, araç yolda veya test bandında olup olmadığını belirlemek için özel bir yazılım sayesinde hız ve ivmeden yola çıkarak tahminde bulunmaktadır. Bu sebepten araç eğer test bandında ise egzoz emisyon değerleri, olması gereken değerleri veriyor iken araç yolda ise normalinden daha fazla miktarda egzoz salınımı yapmaktadır.
• Bit 15 :
Egzoz gazı temizliği yalnızca sürüşün ilk 26 kilometresi boyunca normal değerler ölçüsünde çalışmakta ve 26 kilometrenin sonrasında ise egzoz gazı temizliği işlevi azalmaktadır. Bu şekilde havaya 26. Kilometreden sonra fazla miktarda zehirli gaz salınımı yapılmaktadır. Sonuç olarak, araç test bandında iken ilk 26 kilometre az miktarda azot gazı salınımı yaparken sonrasında ise normalden çok daha fazla değerlerde salınım yapmaktadır.
WeiterlesenMercedes`te Dizel Skandalı
Son yıllarda gündemi fazlasıyla meşgul eden dizel skandalından Mercedes araç sahipleri de oldukça mağdur olmuş durumdalar. Mercedes`in ( Daimler AG ) birçok kategoride ki araçları manipülasyonlu yazılımdan etkilenmiştir. Mercedes kullanıcıları, söz konusu skandaldan etkilenmiş bir araca sahiplerse hukuki süreci başlatıp şirketten tazminat talep edebilirler. Hatta araç banka üzerinden finanse edilerek alınmışsa bu durumda bugün imzalanmış olsa dahi banka kredi sözleşmesi de iptal edilerek ödenen tutarlar geri alınabilir.
Mercedes`in egzoz manipülasyonundan birçok seride ki aracı etkilenmiştir. Öncelikle Mercedes`in E ve C Sınıfı, GLK, Vito, Sprinter en çok etkilenen araç kategorisi olmuştur. Bunun yanı sıra zaman geçtikçe Mercedes`in daha birçok aracının skandaldan etkilendiği ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki; Mercedes`in neredeyse EURO 5 ve EURO 6 kategorisinde ki bütün araçları dizel skandalından etkilenmiş durumdadır. Bu sebepten Daimler şirketi, Avrupa çapında yaklaşık 3 milyon aracı yazılım güncellemesi için çağırmıştır ve hala da çağırmaya devam etmektedir. Yazılım güncellemesi ile araçların performansında ciddi ölçüde gerileme ve yakıt tüketiminde ciddi artış gözlenmektedir. Bu sebepten müşteriler, rızaya bağlı yazılım güncelleme davetine (freiwillige Rückrufschreiben) olumsuz yaklaşmaktadırlar. Fakat zorunlu geri çağırma davetine olumsuz yanıt vermenin kanunen ciddi sonuçları bulunmaktadır. Bu sonuçlardan en ciddi olanı ise aracınızın trafikten men edilmesi tehlikesidir. Mercedes, nihayetinde müşterilerine yazılım güncellemesi yaptırmak için bulduğu her fırsatı kullanmaya çalışmaktadır. Aracınız şayet daha önce gönüllü geri çağırma kağıdına binaen davet edilmişse, reddedilmesini ve reddin de serviste ( Werkstatt ) yazılı şekilde onaylanmasını istemenizi öneririz. Genel anlamda en güvenli yol, Daimler AG`den bir davetiye aldığınızda bizlerle iletişime geçmenizdir.
Son olarak önemli bir hususu da belirtmek istiyoruz ki; Mercedes Servisine aracınızı herhangi bir sebeple götürmüşseniz ve sonrasında aracınızın B sütununda QR kodlu yeni bir etiket yapıştılmışsa bu sizlerin bilgisi dışında aracınıza yazılım güncellemesi yapıldığı anlamına gelmektedir.
Bu durumda bizlerle irtibat numaralarımızdan iletişime geçerek haklarınızı ücretsiz olarak danışabilirsiniz.
WeiterlesenDizel Skandalında Kullanım Bedeli Kesintisi
Halihazırda birçok müşteri Volkswagen ve diğer üretici firmalara karşı haklarını aradılar ve mahkeme önünde manipüle edilmiş araçları hususunda ihlal edilen haklarını geri aldılar; Gerek araçlarının iadesi ve yeni bir araç alarak gerek ise ödemiş oldukları paraları satın alım bedeli üzerinden geri alarak. Bazı mahkemelerden kesinti olmadan ödenmiş olan miktarın iadesi kararı çıkmasına rağmen birçok bölge mahkemesi özel bir formülle hesaplama yaparak belli miktarda kullanım bedelini kesintisi neticesinde kalan miktarın müşteriye ödenmesine hükmetmiştir.
Peki kullanım kesintisi tazminatı nedir? Kısa bir ifadeyle arabanın satın alındığı tarih ile hukuki sürecin tamamlandığı süre arasında araçla sürülen kilometre sayısının özel bir formülle hesaplanması neticesinde çıkan miktarın satın alım bedelinden düşürülüp ve geri kalan kısmın müşteriye ödenmesi hususudur. Söz konusu kullanım bedeli tazminatı meselesinin altında yatan temel düşünce; Hakkaniyetdir. Şöyle ki; Dizel skandalının ortaya çıktığı ilk tarihten itibaren üretici firmalara karşı araçların ve ödenen paraların karşılıklı iadesi amacıyla binlerce dava açıldı. Dava açılma sürecine kadar müşteriler yıllar boyu kilometrelerce yol katetmiş oluyorlar. Her ne kadar üretici firma, kasten (bilerek ve isteyerek) hukuka ve ahlaka aykırı şekilde manipüle edilmiş aracı satarak müşterileri dolandırmış olsa da binlerce kilometre yol katetmiş bir aracın da bir değer kaybına uğradığı aşikardır. Bu durumda genel düşünce ne müşterinin ne de üretici firmanın karşılıklı olarak haksızlığa uğramaması zira müşteri yıllarca aracı kullanmaya devam etmiş ve araçtan faydalanmıştır.
Kullanın bedeli tazminatı nasıl hesaplanır ? Aracın tazminatını hesaplamak için aşağıdaki formül kullanılır. “Beklenen Toplam Kilometre” teriminden, otomobil için öngörülen ortalama ömür anlaşılabilir. Öngörülen bu kilometre miktarı ortalama 250.000 ile 300.000 kilometre arasındadır. Araçla ne kadar çok yol katedilirse bu durumda kullanım bedeli kesintisi o kadar fazla olmaktadır.
2. el bir araç almış olduğunuzda aracın kilometre bilgisini gösteren ekranda yer alan tüm kilometreyi değil satın aldığınız tarihteki kilometre miktarından dava açtığınız tarihteki kilometre sayısının çıkarılması sonucu ortaya çıkan rakam hesaba katılır. Örneğin; 2017 yılında satın alınan 2. El araçla, satın alım tarihinde ilk kullanıcı 50.000 kilometre yol yapmıştır. Aradan geçen 3 sene sonunda 2020 yılında dava açtığınız tarihte kilometre durumu 150.000 kilometre olsun bu durumda, 150.000 – 50.000 = 100.000 kilometre yol katetmişsinizdir ve hesaplamaya katılacak rakam 100.000 kilometredir.
Son olarak belirtmek gerekir ki; dava açtığınızda kullanım bedeli kesintisi olsa dahi bu durumda yine de zarar etmediğinizi bilmeniz gerekir. Aracınızı satmayı düşünseniz bu durumda arabanın sizin aldığınız tarihten bu yana daha fazla değer kaybına uğrayacağı aşikardır. Misal vermemiz gerekirse; 2017 yılında 10.000 kilometrede ki 25.000 Euro`ya satın alınan aracınızı ve 2020 yılında 100.000 kilometrede satmak isteseniz güncel fiyatı yaklaşık 7.000 ile 9.000 Euro arasında olacaktır. Fakat siz dava açtığınız takdirde satın alma bedeli üzerinden düşülecek olan kullanım bedeli kesintisi 7.500 Euro olacaktır. Sonuç olarak; 10.000 euro kar elde etmiş oluyorsunuz.
Kısacası kullanım bedeli kesintisi olacağı düşüncesiyle zarar ettiğinizi düşünmemenizi öneriyoruz.
Weiterlesen